Son Yayınlanan

Karışık Makaleler

Türkiye'nin En Değerli Bağlama Virtüözlerinden: Nurullah AKÇAYIR

Nida tüfekçi, Özay Gönlüm, Arif Sağ, Ali Ekber Çiçek, Ömer Şan, Bircan Pullukcu gibi birbirinden değerli isimlere eşlik eden bağlama üstadı… 1981’de TRT ile tanışan ve o yıllardan bu yana birbirinden değerli eserlere imza atan Nurullah Akçayır

TRT Müzikte on beş günde bir cuma günleri canlı yayınlanan “Yaylaların Avazı” programıyla Türkü severlerin gönlünde taht kuran Nurullah Akçayır’la kendisi gibi samimi ve sıcak bir röportaj gerçekleştirdik…

Bağlama konusunda Türkiye’nin sayılı isimlerinden birisiniz röportajımıza bağlama ile tanışmanızla başlayalım isterseniz, bize bağlama ile ilk tanışmanızdan bahseder misiniz?

Bağlamayla ilkokul çağlarında tanıştım. Ancak o dönem imkânlar şimdiki gibi rahat ve ulaşılabilir değildi. Bağlama çalmayı çok istediğim için, babam şartları zorlayarak elden düşme bir bağlama almıştı. O zamanki şartlarda bağlamayı bana öğretecek biri yoktu ve bu durum beni daha çok hırslandırmıştı. Giderek bir tutkuya dönüşen bağlama çalma merakıyla, yöremizde bulunan musiki cemiyetlerinde kendimi geliştirme imkânı buldum. Birçok sanatçıya sahne ve albüm çalışmalarında eşlik ettim. TRT’nin 1981 yılında yetişmiş saz sanatçısı sınavını kazanarak, profesyonel anlamda Erzurum Radyosunda saz sanatçısı olarak göreve başladım.1987 yılında yine kendi isteğimle büyük bir jüri önünde verdiğim sınavla Radyo emisyonlarında çalıp söylemeye başladım. 1988 yılında ise Ankara Radyosunda çalışmalarımı sürdürdüm.

Uzun yıllardır TRT’de sanatçısısınız. TRT’de yaptığınız çalışmalardan biraz bahseder misiniz?

TRT’de gerek Radyo gerekse televizyonda birçok ustayla yüzlerce programı paylaşma şansım oldu. Nida tüfekçi, Ali Ekber Çiçek, Özay Gönlüm, Ömer Şan, Bircan Pullukcu gibi. Hakkın Rahmetine kavuşmuş ustalarımızı da Rahmet ve Şükranla yâd ediyorum. Erzurum Radyosunda başladığım bağlama sanatçılığı şu anda Ankara Radyosunda devam ediyor. Ayrıca Yurttan Sesler’de solo icralarım devam etmekte… TRT’de müzik yönetmenliğini ve sunumunu yaptığım “Dilde Telde Anadolu’’ Radyo günleri ve halen yayını devam etmekte olan TRT Müzikte on beş günde bir Cuma günleri canlı olarak yayınlanan ‘Yaylaların Avazı ‘Programlarıyla Anadolumuzun eşsiz sımsıcak ezgileriyle Türkü severleri buluşturmaya devam ediyoruz…

TRT gerçekten bir okul

Hep denir ya, gerçekten de TRT bir Okuldur. Muzaffer Sarısözen’in başlattığı Yurttan sesler geleneğini, kurumda oluşturduğu birbirinden değerli sanatçı topluluklarıyla yaşatmayı başarmış öz kültürümüzün ezgilerini bu güne kadar hiçbir deformasyona izin vermeden; geleneksel yapısını koruyarak ileriki kuşaklara ulaşması noktasında önemli bir misyonu yerine getirmiştir.


TRT terbiyesi; usta çırak ilişkisine önem veren işleyişi ile sanatçılarına daha saygın bir yer edindirmiştir. Bu anlamda TRT hayatımda çok önemli bir sayfadır. TRT’li sanatçı olmam bana müzik çalışmalarımda ayrı bir önem kazandırmıştır ve profesyonel anlamda, müzik çalışmalarımı TRT’de sürdürüyor olabilmenin haklı onurunu yaşatmıştır.

TRT Müzikte, Erzurum’dan canlı yayınlanan “yaylaların avazı” isimli programınız oldukça ilgi görüyor. Programınızdan bize biraz bahseder misiniz?

Yaylaların Avazı Yapımcılığını Aslı Yıldız Yönetmenliğini Ahmet Erge, müzik yönetmenliğini ve sunumunu benim yaptığım ve Erzurum teknik ekibiyle birlikte son derece uyum içerisinde çalıştığımız bir program. Programın oluşmasında desteklerini esirgemeyen yayın ve kanal koordinatörlerimize ve TRT Erzurum Müdürümüz Ayça ALEMDAR’a teşekkür ediyorum. Ben tüm ekibimize özverili çalışmaların dolayı teşekkür ediyorum. Erzurum Aşık Reyhani Stüdyomuzdan gerçekleştirdiğimiz yayınımız gerek yurt içinden gerekse yurt dışından, sevilerek beğenilerek takip edilen bir program olması, bizlerin hem Repertuar hem de konuk noktasında daha titiz ve seçici hareket etmemizi sağladı. İzleyicinin beğenisine mazhar olmak, her program sonrası yüzlerce mail ve SMS’le teşekkür mesajları almak gerçekten bizleri onurlandırdı ve o gün ki yayın yorgunluğumuzu unutturdu. TRT Müziğin Türkiye’nin en çok izlenen Müzik kanalı olması da programımıza olan ilgiyi artırdı.

Birçok ünlü ile çalıştınız… İlginç bir anınız var mı, Bize bahseder misiniz?

Erzurumda Radyo’ya yeni başladığım dönemdi. Allah Rahmet etsin Nida Tüfekçi Hocamız Yurttan sesler koromuzun yayını esnasında bizlerleydi. Koro şefimiz değerli insan Fuat Lehimler o da Rahmet istedi… Nezaketen Nida Hocaya o günkü yayına şeflik yapmasını rica etti. Tabi Nida Hocayı bilenler bilir son derece disiplinli idi. Programın bir yerinde Türkünün başına benim bağlama açışı yapmam istendi. Karşımda birçok ünlü ismin hocası, Nida Hoca var ben o heyecanla doğaçlama açışımı yaptım. Kafamı kaldırdığım da Nida hoca tam önümde elleri cebinde yine o sert tavrıyla bana bakıyor. Elini cebinden çıkararak parmaklarının arasında tuttuğu yüz kuruşu bana doğru tutmam için havaya doğru attı ben metal parayı yakaladım. Nasıl bir espridir diye kafamdan geçirirken hoca ‘bu yüz puandır çocuk bunu herkese vermem’ dedi. Bende kalkarak elini öptüm o yüz kuruşu değerli bir anın parçası olarak halen saklamaktayım.

Bize biraz Albümlerinden bahseder misiniz? Şimdiye kadar kaç albüm yaptınız bu albümlerde kimlerle çalıştınız.

Kendi bestem olan “Yazın yağar kar başıma” adını verdiğim türkü albümüyle 1990 yılında ilk albümümüzü yayınladık. Daha sonra 1993 yılında “Bağışla” sonrasında 1997’de Sevgili İbrahim Erkal’le düet yaptığımız “Hani Yaylam” ve “Seyreyle Güzel” türkülerinin de yer aldığı, Türkü Pınarı yayınlandı. O dönem iki yüz binin üzerinde dinleyiciye ulaştı. 2000 yılında, Albümümde Arif Sağ Hocanın ritimleriyle renklendirdiği Erdal Erzincanın şelpeleriyle katkı sunduğu yine içerisinde geleneksel ezgilerin yanı sıra kendi beste türkülerim demeyeceğim çünkü türkü yakılır. Kendi yaktığım türkülerinde olduğu Türkü Pınarı 2 yayınlandı. 2011 yılında yine kendi yaktığım bir türkümün adını verdiğim “Yare Söyle” ve akabinde doğduğum memleketim olan Erzurum’a gönül borcumdan dolayı Erzurum türkülerinden oluşan “Bir Şehir Var Yaylada /Ahde Vefa” Albümünü hediye ettim.

Aynı zamanda gerek yurt içi gerek yurt dışında konserler veriyorsunuz. ilginç bir anınızdan bahseder misiniz?

Birçok ülkede Türkiyemizi ve TRT’yi temsil etme onurunu yaşadım. En son Stockholm’de 23 Nisan etkinliğinde kralın bahçesinde konser verdim. Bir gün Rotterdam’da konser sonrası bir dostumuzun evine misafir olmuştum. Çaylarımızı yudumlarken arkadaşım duvarda asılı olan sazı uzatarak annesi için bir türkü rica etti. Bende kırmayarak çalmaya başlayınca yaşlı teyzemiz hıçkırarak ağlamaya başladı. Öyle olunca çalmayı bıraktım. Anacığım neden ağlıyorsun ben sizleri üzmeye gelmedim dedim. Yaşlı gözlerle bana bakarak “e ne edim oğul gurbet. Kör olası gurbet şimdi oralarda olmak vardı” diye içini çekti. Teyzemizin bu memleket hasreti bana çok dokunmuştu. Kaldığım yere geldiğimde bu duygularla “Gurbet Neyleyim” adlı türkümün sözlerini yazdım ve saza döktüm.

Bir yandan Erzurum’da program diğer yandan Albüm çalışmaları bir taraftan konserler, Radyo emisyonları, söz yazarlığı, bunca işin içinden nasıl çıkıyorsunuz?

İnsan işini severek ve aşkla yaparsa başarılı olması kaçınılmazdır. Benim hayat felsefemde böylede idare eder diye bir kavram yoktur. Böyle düşününce inanın Rabbimde yardım ediyor, mahcup olmuyorsunuz. İnanarak ve önünüze bir hedef koyarak yürüdüğünüzde başarıyı yakalıyorsunuz. Allaha ne kadar şükretsek azdır. Böylesine kültür zengini bir ülkede doğmuşuz şanlı tarihimizle ne kadar gurur duysak yeridir. Sanatçılar kültürün çimentosudur, onun için biz sanatçıların bu kültür mirasını çok iyi muhafaza etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Allah ömür verdiği müddetçe memleketimize kültürümüze katkı sunmaya devam edeceğim. Gençlerin önce kendi türkülerini öğrenmelerini ve söylemeleri noktasında hemfikirim. Dünyada da bu böyledir ülkelerin kendi etnik müzikleri daha çok kabul görmektedir. Bağlamayı ve halk müziğimizi gençlerimize özendirme ve sevdirme anlamında özel çalışmalarım devam etmekte. Gelecek kuşaklara bu mirası taşıma ve koruma misyonunu üstlenmiş, binlerce halk müziği ve sanat müziği eserlerini notalamış, repertuara kazandırmış TRT’nin ve sanatçılarının emeği unutulmamalıdır.

Bu röportaj TRT Vizyon dergisinde yayınlanmıştır.

Bölümler