Medya Okuryazarlığı Rehberi

Prompt mantığı ve alt başlık tavsiyeleri dışındaki tüm bilgiler yapay zeka ile oluşturulmuştur. Okuyup yanlış veya eksik bir şeyler görmeniz, bu potansiyel işe yarar metni "ÇOK DAHA İŞE YARAR" hale getirir. Sonuçsa hepimizin işine yarar...

En yoğun ChatGPT kullanılmıştır. Görseller DALL-E ile oluşturulmuştur. Claude ve Perplexity platformlarında bilgiler kıyaslanmıştır.

Her türlü paylaşım ve kopyalama serbesttir... Sitede hiçbir engel yok... 

Medya Okuryazarlığı Rehberi

Bu rehberin amacı, medya okuryazarlığının temellerini ve çeşitli yaklaşımlarını detaylı bir şekilde açıklamaktır. Medya okuryazarlığı, bireylerin medya içeriklerini doğru ve eleştirel bir şekilde anlamalarını sağlar. Bu rehber, medya içeriklerini eleştirel bir bakış açısıyla anlamlandırma becerisini geliştirmek için kavramları, teorileri ve modelleri açıklamaktadır.

1. Teknik Terimler

1. Agenda Setting (Gündem Belirleme): Medyanın hangi konuların önemli olduğunu belirleyerek toplumsal gündemi şekillendirme sürecidir. İzleyicilerin dikkatini belli konulara yönlendirir ve hangi olayların tartışılacağını belirler.

2. Algı Kapısı (Perceptual Gateway): Medya içeriklerinin izleyici tarafından nasıl algılandığını ve değerlendirildiğini ifade eder. Bu, bireylerin deneyimleri, kültürel altyapıları ve psikolojik durumlarına göre değişir.

3. Algoritmik Medya (Algorithmic Media): Algoritmalar tarafından yönetilen medya içeriklerini ifade eder. Özellikle sosyal medya platformlarında kullanıcı etkileşimlerine göre kişiselleştirilmiş içerikler sunar.

4. Alımlama Teorisi (Reception Theory): İzleyicilerin medya mesajlarını kendi deneyimlerine göre yorumladığını savunan teori. Bireyler, medya mesajlarını pasif bir şekilde kabul etmez, aksine aktif yorumlayıcılardır.

5. Aşılamacı Yaklaşım (Inoculation Approach): Medya manipülasyonlarına karşı bireylerin bilinçlendirilerek bağışıklık kazandırılması yaklaşımıdır. Bireylerin medya karşısında daha dirençli olmalarını sağlar.

6. Bağlamsal Çerçeveleme (Framing): Medyanın olayları belirli bir bağlamda sunarak izleyicinin algısını şekillendirme sürecidir. Bu teknik, medyanın belirli bakış açılarını öne çıkarmasına olanak tanır.

7. Clarity Bias (Netlik Önyargısı): Net ve anlaşılır mesajların daha doğru ya da güvenilir olduğuna inanılmasıdır. Medya içeriklerinin basit sunulmasının, gerçeği yansıttığı anlamına gelmediğini hatırlatır.

8. Critical Thinking (Eleştirel Düşünme): Medya mesajlarını analiz etme, sorgulama ve eleştirel bir yaklaşımla değerlendirme yeteneğidir. Medya içeriklerinin arka planını ve niyetini anlama becerisini geliştirir.

9. Cultural Hegemony (Kültürel Hegemonya): Egemen sınıfın toplumsal değer ve normları kontrol ederek, tüm toplum tarafından kabul ettirilmesi sürecidir. Medya, bu hegemonik süreçte önemli bir rol oynar.

10. Cultural Industry (Kültürel Endüstri): Kapitalist toplumlarda medyanın kültürü standartlaştırarak, bireyleri pasifleştiren bir meta haline getirme sürecidir. Kültürel ürünler, bir tüketim malzemesi olarak sunulur.

11. Deepfake: Yapay zeka teknolojileri kullanılarak, gerçek kişilerin sesini ve görüntüsünü taklit eden sahte video ve ses kayıtlarıdır. Bu teknolojiler, dezenformasyon ve manipülasyon için kullanılabilir.

12. Dezenformasyon (Disinformation): Bilinçli olarak yanlış veya yanıltıcı bilgilerin yayılmasıdır.

13. Doğrulama (Fact-checking): Bilgi, haber veya iddiaların doğruluğunu kontrol etme sürecidir. Haberlerin güvenilirliğini ve kaynağını doğrulamak için kullanılır.

14. Echo Chamber (Yankı Odası): Bireylerin sadece kendi görüşlerine benzer içerikleri gördüğü, zıt görüşlerin dışarıda bırakıldığı dijital ortamlardır. Sosyal medya algoritmaları bu durumu destekleyebilir.

15. Encoding/Decoding (Kodlama ve Kod Çözme): Medya içeriklerinin üreticiler tarafından belirli bir anlam çerçevesinde kodlanması ve izleyiciler tarafından bu mesajların çözülmesi sürecidir. Farklı bireyler, aynı mesajı farklı şekillerde yorumlayabilir.

16. Fake News (Sahte Haber): Gerçek gibi sunulan, fakat tamamen yanlış veya yanıltıcı bilgileri içeren haberlerdir. Sahte haberler genellikle sosyal medya platformlarında hızlıca yayılır.

17. Filter Bubble (Filtre Balonu): Algoritmaların kullanıcı tercihlerine göre içerikleri kişiselleştirerek, bireylerin farklı görüşlerle karşılaşma ihtimalini azaltan dijital ortamdır. Bu durum, kullanıcıları bilgi kısıtlamasıyla sınırlayabilir.

18. Framing (Çerçeveleme): Medyanın olayları belirli bir açıdan sunarak izleyicinin algısını şekillendirme sürecidir. Çerçeveleme, haberlerin sunuluş biçimini etkiler.

19. Hegemonya (Hegemony): Egemen sınıfın, kendi ideolojisini diğer sınıflara kabul ettirerek toplumsal düzeni sürdürme stratejisidir. Medya, bu ideolojinin yayılmasında önemli bir araçtır.

20. Hypodermic Needle Theory (Hipodermik İğne Teorisi): Medyanın izleyicilere doğrudan ve güçlü bir şekilde etki ettiği savıdır. Bireyler, medya mesajlarını pasif bir şekilde kabul eder.

21. İdeoloji (Ideology): Toplumda belirli bir grup tarafından paylaşılan düşünceler, inançlar ve değerler bütünüdür. Medya, ideolojilerin yayılmasında etkili olabilir.

22. Kullanımlar ve Doyumlar Teorisi (Uses and Gratifications Theory): Bireylerin medya içeriklerini belirli ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kullandığını savunan teori. Medya tüketimi, bilgi edinme, eğlenme veya kaçış gibi motivasyonlarla gerçekleşir.

23. Medya Manipülasyonu (Media Manipulation): Medyanın, içerikleri belirli bir amaç doğrultusunda değiştirerek izleyici üzerinde istenen etkiyi yaratma çabasıdır. Manipülasyon, dil, görüntü veya başlıklar yoluyla gerçekleştirilebilir.

24. Post-truth (Gerçek-ötesi): Halkın duygularını ve kişisel inançlarını gerçeklere tercih ettiği bir durumu ifade eden kavramdır. Gerçeklerin öneminin azaldığı bir medya ortamında ortaya çıkar.

25. Propaganda: Bilgi ve haberlerin, belirli bir ideolojik veya politik amacı desteklemek amacıyla bilinçli bir şekilde şekillendirilmesidir. Kitlelerin algısını ve tutumlarını yönlendirmek için kullanılır.

26. Sahte Eşdeğerlik (False Equivalence): İki taraf arasında haksız bir denklik kurarak, bir durumu yanlış bir şekilde eşitmiş gibi sunma eğilimidir. Bu, izleyicinin olayları yanlış algılamasına neden olabilir.

27. Simülakr (Simulacra): Gerçeğin yerini alan, gerçek ve kopya arasındaki farkı silen medya temsilleridir. Medya, bu simülasyonlarla gerçekliği yeniden inşa eder.

28. Social Constructivism (Sosyal İnşacılık): Medyanın toplumsal gerçekliği inşa ettiği ve bireylerin bu gerçeklik üzerinden toplumu anladığı düşüncesidir. Medya, toplumsal normları yeniden üretir.

29. Kapı Bekçiliği (Gatekeeping): Medya organlarının hangi bilgilerin halka sunulacağını ve hangilerinin saklanacağını belirleme sürecidir. Editörler ve gazeteciler bu süreçte önemli rol oynar.

30. Başlık Manipülasyonu (Headline Manipulation): Haber başlıklarının okuyucuyu yanıltarak dikkat çekmek amacıyla düzenlenmesidir. Başlıklar, haberin içeriğini çarpıtarak yanlış izlenim yaratabilir.

31. Sembolik Anlatı (Symbolic Narrative): Medyada semboller kullanarak belli bir mesajın güçlendirilmesi sürecidir. Bu semboller, izleyicinin bilinçaltında etkili olabilir.

32. Ana Akım Medya (Mainstream Media): Geniş kitlelere hitap eden büyük medya kuruluşlarıdır. Genellikle gazeteler, televizyon kanalları ve radyo istasyonlarını kapsar.

2.Önemli İsimler ve Katkıları

1. Antonio Gramsci

Gramsci, medyanın egemen sınıfların ideolojilerini yaymak için kullanılan bir hegemonya aracı olduğunu savunur. Ona göre medya, toplumu kontrol etme amacı güden bir ideolojik aygıttır. Medya okuryazarlığı, bireylerin bu ideolojik manipülasyonları fark etmelerini ve bu hegemonik yapıya karşı direnç göstermelerini sağlar.

2. Max Horkheimer ve Theodor Adorno

Horkheimer ve Adorno, medya içeriklerinin bireyleri pasif tüketiciler haline getirdiğini savunarak, kapitalist toplumlarda medyanın toplumu kontrol etme ve yönlendirme aracı olarak kullanıldığını ileri sürer. Frankfurt Okulu’nun eleştirel teori yaklaşımı, medya içeriklerinin ideolojik yapılarını çözümleme ve bireylerin bu içeriklere karşı eleştirel bir duruş geliştirmesi gerektiğini vurgular.

3. Michel Foucault

Foucault, medyanın toplumsal kontrol ve disiplinin bir parçası olduğunu savunur. Ona göre medya, bireylerin davranışlarını ve düşüncelerini kontrol etme amacı güder. Medya okuryazarlığı, bireylerin bu iktidar ilişkilerini fark etmelerini ve medya aracılığıyla dayatılan normlara karşı eleştirel bir bakış açısı kazanmalarını sağlar.

4. Paulo Freire

Freire, medya okuryazarlığını bireylerin özgürleşmesi için bir araç olarak görür. Eleştirel pedagojinin öncüsü olan Freire, medya mesajlarının eleştirel bir gözle değerlendirilmesi gerektiğini savunur. Medya okuryazarlığı, bireylere toplumsal adalet için mücadele etme ve medya manipülasyonlarına karşı direnç geliştirme gücü kazandırır.

5. Henry A. Giroux (Şirket Kültürü Eğitim Modeli)

Giroux, medya okuryazarlığının eğitimle bütünleştirilmesi gerektiğini ve bu sürecin, medya aracılığıyla dayatılan şirket kültürüne karşı bir direnç geliştirilmesine yardımcı olacağını savunur. Medya okuryazarlığı eğitimi, bireyleri kapitalist medya içeriklerine karşı daha eleştirel ve bilinçli hale getirmelidir.

6. Douglas Kellner

Kellner, medya okuryazarlığının bireylerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmesi gerektiğini savunur. Ona göre medya, toplumsal ve kültürel güç ilişkilerini yeniden üretir ve medya okuryazarlığı bu yapıların farkına varılmasını sağlayarak bireyleri medya manipülasyonlarına karşı daha dirençli hale getirir.

7. G. Peter McLaren (İşlevsellik Değeri ve Simge Değeri Kavramları)

McLaren, medyanın işlevsel değerler (bireylerin medya mesajlarını anlaması) ve simgesel değerler (bu mesajların nasıl yorumlandığı) üzerinden bireyler üzerindeki etkilerini analiz eder. Medya okuryazarlığı, bireylerin bu değerleri fark etmelerini ve medya içeriklerinin arkasındaki anlamları eleştirel bir gözle değerlendirmelerini sağlar.

8. H. Basil Bernstein (Pedagojik Pratiğin Üç Temel Kuralı)

Bernstein, pedagojik pratiğin üç temel kuralını tanımlayarak eğitimde medya okuryazarlığının nasıl kullanılabileceğini tartışır. Bu kurallar; sınıflandırma, çerçeveleme ve iletimdir. Medya okuryazarlığı, bireylerin medyadaki mesajları nasıl sınıflandırdığı, çerçevelediği ve ilettiği üzerine eleştirel düşünme becerilerini geliştirir.

9. Edward S. Herman ve Noam Chomsky (Propaganda Modeli)

Herman ve Chomsky, medyanın devlet ve büyük şirketler tarafından kontrol edilerek propaganda amacıyla kullanıldığını savunur. "Propaganda Modeli"ne göre, medya içerikleri beş farklı süzgeçten geçerek izleyiciye sunulur ve bu süzgeçler medya içeriklerinin manipüle edilmesine yol açar. Medya okuryazarlığı, bireylerin bu manipülasyonları fark ederek medya içeriklerine eleştirel yaklaşmalarını sağlar.

10. Stuart Hall (Kültürel Çalışmalar)

Hall, medya içeriklerinin toplumsal ve kültürel normları pekiştirdiğini ve bu içeriklerin toplumsal ilişkileri yeniden ürettiğini savunur. Kültürel çalışmalar yaklaşımına göre, medya okuryazarlığı bireylere medya içeriklerinin nasıl anlam kazandığını ve hangi kültürel kodlar aracılığıyla sunulduğunu anlamalarına yardımcı olur.

11. Neil Postman

Postman, medyanın modern toplumda bilginin değersizleşmesine yol açtığını savunur. Ona göre, televizyon gibi medya araçları, bilgilendirici içerikler yerine eğlenceyi ön plana çıkararak bireylerin eleştirel düşünme becerilerini zayıflatır. Medya okuryazarlığı, bireylerin medyanın yüzeyselliğini fark etmelerini sağlar ve daha derin bilgi arayışlarına yönlendirir.

3. Tanımlar ve Tarihçe

Tanım 1: Eleştirel Bakış Açısı: Medya okuryazarlığı, bireylerin medya mesajlarını anlama, analiz etme ve eleştirme yeteneğidir. Bu tanım, medya içeriklerinin tarafsız olup olmadığını değerlendirme, manipülasyon tekniklerini fark etme ve medya aracılığıyla yayılan bilgilerin doğruluğunu sorgulama becerisini içerir.

Tanım 2: Teknoloji ve İçerik Bilinci: Medya okuryazarlığı, bireylerin hem medya teknolojilerini hem de bu teknolojiler aracılığıyla iletilen içerikleri etkili bir şekilde kullanma becerisi olarak tanımlanır. Bu kapsamda, medya araçlarının teknik özelliklerini öğrenmenin yanı sıra, medya mesajlarının nasıl üretildiğini ve hangi ideolojik veya kültürel çerçevede sunulduğunu anlamak önemlidir.

Tanım 3: Üretim ve Tüketim Dengesi: Medya okuryazarlığı, yalnızca medya içeriklerini eleştirel bir şekilde analiz etmekle kalmaz, aynı zamanda bireylerin medya üretimi süreçlerine de aktif olarak katılmasını teşvik eder. Bu tanım, bireylerin medya tüketicisi olmanın ötesine geçerek medya üreticisi olma becerilerini geliştirmelerini ve bu süreçte etik ve sorumlu davranışlar sergilemelerini içerir.

Medya Okuryazarlığının Tarihçesi: Medya okuryazarlığı kavramının kökleri, 20. yüzyılın başlarına kadar uzanır ve özellikle kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte önem kazanmıştır. İlk medya okuryazarlığı girişimleri, 1920'lerde İngiltere'de "film okuryazarlığı" olarak adlandırılan bir hareketle başladı. Bu dönemde, sinemanın toplumsal etkileri tartışılmaya başlandı ve bireylerin sinema filmlerini eleştirel bir gözle değerlendirmeleri gerektiği vurgulandı.

1960'lar ve 1970'lerde medya okuryazarlığı kavramı, özellikle Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nde gelişmeye devam etti. Marshall McLuhan'ın "medium is the message" (araç mesajdır) tezi, medya teknolojilerinin bireyler ve toplumlar üzerindeki etkisini anlamaya yönelik bir düşünce akımının başlangıcını oluşturdu. McLuhan, medyanın yalnızca içerik değil, teknolojinin kendisinin de bireyleri nasıl şekillendirdiğini savunarak medya okuryazarlığı konusunda farkındalık oluşturdu.

1980'ler ve 1990'larda medya okuryazarlığı, dijital medya ve internetin yaygınlaşmasıyla daha da önem kazandı. Bu dönemde, medya okuryazarlığı eğitimi, okullarda medya mesajlarının eleştirel analizi ve dijital içeriklerin güvenilirliğinin sorgulanması üzerine kurulu eğitim programlarıyla yaygınlaştı. Özellikle 2000'li yıllarda sosyal medyanın yükselişiyle birlikte, medya okuryazarlığı kavramı bir kez daha dönüşüm geçirdi. Artık medya okuryazarlığı, yalnızca geleneksel medya (televizyon, radyo, gazete) için değil, aynı zamanda dijital platformlar, sosyal medya ve çevrimiçi içerik üretimi için de hayati bir beceri haline geldi.

Sonuç olarak, medya okuryazarlığı günümüzde hem dijital hem de konvansiyonel medya içeriklerinin anlaşılması, eleştirilmesi ve üretimi süreçlerini kapsayan çok yönlü bir kavramdır. Özellikle bilgi kirliliği, sahte haberler ve dezenformasyonun arttığı günümüz dünyasında, medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin medya içeriklerine eleştirel bir gözle yaklaşmalarını sağlayan en önemli araçlardan biri olarak kabul edilmektedir.

4. Temel İlkeler

1. Medya Okuryazarlığı Bir Kategori Değildir

Medya okuryazarlığı, belirli bir kalıba veya kategoriye sığdırılamaz çünkü sürekli olarak değişen bir süreçtir. Her birey, medya mesajlarını anlama, analiz etme ve eleştirme yeteneğini sürekli geliştirir. Bu süreç, medyanın evrimine paralel olarak ilerler ve bu nedenle tek bir doğru veya kalıplaşmış bir yöntemle sınırlı değildir. Medya okuryazarlığı, geleneksel ve dijital medya arasındaki farkları anlamayı ve her bir medyanın sunduğu mesajları çözümlemeyi gerektirir.

2. Medya Okuryazarlığı Becerilerimizi Sürekli Geliştirmeliyiz

Medyanın hızla değişen doğası, bireylerin medya içeriklerini eleştirel bir şekilde değerlendirme becerilerini sürekli olarak geliştirmelerini zorunlu kılar. İnternetin yaygınlaşması, sosyal medya platformlarının artması ve yapay zekâ ile üretilen içeriklerin çoğalması, medya karşısında daha donanımlı ve bilgili olmayı gerektirir. Sahte haberler, dezenformasyon ve manipülatif medya içeriklerinin yaygınlaştığı bir çağda, medya okuryazarı bireyler bu içeriklerin nasıl üretildiğini, hangi amaçlarla sunulduğunu ve kime hizmet ettiğini anlamalıdır. Bu nedenle medya okuryazarlığı dinamik bir beceridir ve sürekli güncellenmesi gerekir.

3. Medya Okuryazarlığı Çok Boyutludur

Medya okuryazarlığı sadece bilgi edinmekle sınırlı değildir; bilişsel, duygusal, estetik ve etik boyutları da içerir. Bilişsel boyut, medya mesajlarının doğru ve tarafsız bir şekilde anlaşılmasını sağlar. Duygusal boyut, medyanın bireyler üzerinde yarattığı psikolojik etkileri fark etmeyi kapsar. Estetik boyut, medyanın görsel ve işitsel unsurlarının sanatsal ve yaratıcı yönlerini değerlendirmeye yöneliktir. Etik boyut ise, medya içeriklerinin sorumluluk bilinciyle nasıl üretildiğini ve tüketildiğini sorgulamayı içerir. Medya okuryazarı bireyler, medya içeriklerini tüm bu boyutları göz önünde bulundurarak eleştirel bir şekilde değerlendirmelidir.

4. Temel Amaç Kişiye Kontrol Gücü Kazandırmaktır

Medya okuryazarlığının nihai amacı, bireylerin medya içerikleri karşısında daha bilinçli ve kontrollü olmalarını sağlamaktır. Medya mesajlarının manipülasyonlarını fark edebilme, doğru bilgiye ulaşma yollarını öğrenme ve medya içeriklerini değerlendirme becerisi, bireylere medya karşısında kontrol gücü kazandırır. Bu sayede bireyler, medyadan gelen her mesajı sorgulamadan kabul etmek yerine, bu mesajların altında yatan niyetleri anlayarak medya tüketiminde bilinçli kararlar alabilirler. Medya okuryazarlığı, bireylerin medya karşısında pasif bir tüketici olmaktan çıkıp, aktif bir bilgi üreticisi ve eleştirmeni olmalarına olanak tanır.

5. Kuramcılara Göre İlkeler

4.1 Len Masterman: Medya Eğitiminde Onsekiz İlke

Len Masterman, medya okuryazarlığı eğitiminde en etkili isimlerden biridir ve onun medya eğitimi üzerine geliştirdiği on sekiz ilke, eleştirel medya okuryazarlığı eğitiminin temel taşlarını oluşturur. Masterman, medya eğitiminin bireyleri medya mesajlarına karşı pasif bir izleyici olmaktan çıkartıp, medya mesajlarını sorgulayan ve eleştiren aktif bireyler haline getirmesi gerektiğini savunur.

  1. Eleştirel düşünceyi geliştirmek: Medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin medya mesajlarını eleştirel bir şekilde analiz etmelerini sağlar. Bu, bireylerin medya içeriklerini sadece yüzeysel olarak değil, derinlemesine anlamalarını gerektirir.
  2. Sorgulayıcı bir zihniyet kazandırmak: Medya içerikleri sürekli sorgulanmalıdır. İzleyiciler, her medya mesajının arkasında bir çıkar ya da ideoloji olabileceğini fark etmelidir.
  3. Medya mesajlarının inşa edildiğini anlamak: Medya içerikleri, doğal ve tarafsız değildir; bilinçli bir şekilde belirli bir hedef kitleye yönelik olarak oluşturulmuştur.
  4. Farklı perspektifleri tanımak: Medya, aynı olayı farklı açılardan sunabilir. İzleyiciler, bir olayın birden fazla yorumu olabileceğini bilmelidir.
  5. Aktif katılımı teşvik etmek: Medya okuryazarlığı eğitimi, bireyleri medya içeriklerine eleştirel bir gözle bakmaya ve bu içeriklere karşı aktif bir katılımcı olmaya yönlendirmelidir.
  6. Medyanın toplumsal etkilerini anlamak: Medya içerikleri, toplumun normlarını, değerlerini ve inançlarını şekillendirir. Bireyler, medyanın toplumsal yapı üzerindeki etkilerini anlamalıdır.
  7. Kritik analiz becerisi geliştirmek: Medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin medya içeriklerini eleştirel bir gözle analiz etmelerine olanak tanır.
  8. Medya içeriklerinin üretim süreçlerini anlamak: Bireyler, medya içeriklerinin nasıl üretildiğini, hangi aşamalardan geçtiğini ve hangi tekniklerin kullanıldığını öğrenmelidir.
  9. Sosyal adaleti teşvik etmek: Medya okuryazarlığı, bireylerin toplumsal adaleti ve eşitliği savunmalarını teşvik eder. Medya mesajlarının hangi toplumsal grupları hedef aldığını ve nasıl bir etki yarattığını anlamak bu sürecin bir parçasıdır.
  10. Medyanın ideolojik yapısını çözümlemek: Medya içerikleri genellikle belirli bir ideolojiye hizmet eder. İzleyiciler, medya mesajlarının ardındaki ideolojik temelleri sorgulamalıdır.
  11. Eşit erişim sağlamak: Her birey, medya okuryazarlığı eğitimi alma hakkına sahiptir. Eğitimin, farklı sosyal ve kültürel gruplar arasında eşit şekilde dağıtılması gereklidir.
  12. Demokratik bir medya ortamı oluşturmak: Medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin demokratik süreçlere aktif katılımını teşvik eder.
  13. Eleştirel medya okuryazarlığı eğitimi: Eleştirel düşünme becerileri, medya okuryazarlığı eğitiminin temelini oluşturur. Medya içeriklerine sadece tüketici gözüyle değil, eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmak önemlidir.
  14. Medya mesajlarının gücünü anlamak: Medya içerikleri bireylerin düşüncelerini, inançlarını ve davranışlarını şekillendirme gücüne sahiptir. Bu gücün farkında olan bireyler, medya karşısında daha bilinçli olur.
  15. Toplumsal değişimi teşvik etmek: Medya okuryazarlığı, toplumsal değişime ve dönüşüme katkıda bulunabilir. Medya mesajlarının toplumsal etkilerini fark eden bireyler, bu mesajlara karşı toplumsal adaleti savunabilir.
  16. Kapsayıcı bir eğitim modeli oluşturmak: Medya okuryazarlığı eğitimi, herkesin katılımına açık olmalıdır. Eğitimde her bireyin deneyim ve bakış açısı değerli kabul edilmelidir.
  17. Medya karşısında pasif olmaktan çıkmak: Medya okuryazarlığı, bireylerin medya karşısında pasif bir tüketici olmalarını önler. Bireyler, medya mesajlarını aktif bir şekilde sorgulamalıdır.
  18. Toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmak: Medya okuryazarlığı eğitimi, toplumsal sorunlara dair bilinç ve farkındalık oluşturmayı amaçlar.

4.2 Patricia Aufderheide: Medya Eğitiminde Sekiz İlke

Patricia Aufderheide’nin sekiz ilkesi, medya okuryazarlığını toplumsal sorumluluk çerçevesinde ele alır. Aufderheide, medya içeriklerinin sadece bireylerin değil, aynı zamanda toplumun genel yapısını etkileyebileceğini savunur. Bu ilkeler, medyanın toplumsal yapıyı nasıl şekillendirdiğini ve bireylerin medya içeriklerini nasıl bilinçli bir şekilde değerlendirebileceğini açıklar.

  1. Medya toplumsal bir güçtür: Medya, toplumsal normları ve değerleri belirler. Medya okuryazarlığı, bireylerin bu gücü anlamalarına ve toplumsal yapıyı sorgulamalarına yardımcı olur.
  2. Medya içeriklerinin üretimi önemlidir: Medya içerikleri bir sürecin ürünü olarak ortaya çıkar. Bu sürecin nasıl işlediğini ve hangi unsurların rol oynadığını anlamak, medya okuryazarlığı eğitiminin önemli bir parçasıdır.
  3. İzleyicilerin medya karşısındaki konumu: Medya okuryazarlığı, bireylerin medya karşısında pasif bir tüketici olmalarını engeller. İzleyiciler, medya içeriklerine karşı daha eleştirel bir bakış açısı kazanır.
  4. Medyanın ideolojik yapısı: Medya içerikleri genellikle belirli bir ideolojik çerçevede üretilir. Bireyler, medyanın bu ideolojik yönlerini analiz etmeli ve sorgulamalıdır.
  5. Medya okuryazarlığı toplumsal bir sorumluluktur: Medya içeriklerinin toplumsal etkilerini anlamak, bireylerin medya karşısında daha sorumlu olmasını sağlar. Medya okuryazarlığı, toplumsal bilinçlenmeyi teşvik eder.
  6. Medya içeriklerinin etik boyutu: Medya içerikleri, toplumsal değerler ve ahlaki normlarla uyumlu olmalıdır. Medya okuryazarlığı, bireylere medya içeriklerinin etik boyutlarını sorgulama becerisi kazandırır.
  7. Medya mesajlarının doğruluğunu kontrol etmek: Medya içeriklerinin doğruluğunu sorgulamak, medya okuryazarlığının temel becerilerinden biridir. Bireyler, medya mesajlarının kaynağını ve doğruluğunu sürekli olarak değerlendirmelidir.
  8. Demokratik katılım: Medya okuryazarlığı, bireylerin demokratik süreçlere aktif katılımını teşvik eder. Bireyler, medya içeriklerinin toplumsal etkilerini fark ederek daha bilinçli bir şekilde katılım gösterirler.

4.3 Cyndy Scheibe ve Faith Rogow: Medya Eğitiminde Oniki İlke

Cyndy Scheibe ve Faith Rogow, medya okuryazarlığı eğitimini daha pratik bir düzleme oturtmak için on iki ilke geliştirmiştir. Bu ilkeler, medya mesajlarının nasıl analiz edileceği, medya üretim süreçlerinin nasıl değerlendirileceği ve öğrencilerin medya içeriklerine eleştirel bir gözle nasıl bakacakları üzerine odaklanır.

  1. Medya inşa edilmiştir: Medya içerikleri, belirli bir bakış açısıyla üretilir. Bu nedenle medya mesajlarının bilinçli bir şekilde kurgulandığını anlamak önemlidir.
  2. Medya içerikleri ekonomik çıkarlar doğrultusunda üretilir: Medya kuruluşları, ekonomik kazanç elde etmek için içerik üretir. Bu nedenle, medya mesajlarının ticari amaçlarla nasıl yönlendirildiği sorgulanmalıdır.
  3. Medya içerikleri ideolojiktir: Medya içerikleri, belirli bir ideolojik çerçeveye dayanır. Bireyler, bu ideolojik mesajları fark etmeli ve eleştirel bir şekilde değerlendirmelidir.
  4. Medya içeriklerinin hedef kitlesi vardır: Medya mesajları, belirli bir kitleyi etkilemek amacıyla oluşturulur. Bu mesajların hangi kitleye hitap ettiğini anlamak önemlidir.
  5. Medya içerikleri farklı şekillerde yorumlanabilir: İzleyiciler, medya içeriklerini kendi deneyimlerine ve bakış açılarına göre farklı şekillerde yorumlayabilirler.
  6. Medya toplumsal ve kültürel etkiler yaratır: Medya içerikleri, toplumsal normlar ve kültürel değerler üzerinde etkili olabilir. Bireyler, medyanın toplumsal etkilerini sorgulamalıdır.
  7. Medya içerikleri manipülatif olabilir: Medya, izleyicilerin düşüncelerini ve davranışlarını etkilemek için manipülatif teknikler kullanabilir. Bu nedenle medya mesajlarının arkasındaki manipülasyon tekniklerini fark etmek önemlidir.
  8. Medya içerikleri sürekli değişir: Medya teknolojileri ve içerikleri sürekli olarak gelişir. Bu nedenle medya okuryazarlığı eğitimi de bu gelişmelere ayak uydurmalıdır.
  9. Medya içerikleri estetik açıdan değerlendirilebilir: Medya içeriklerinin sanatsal yönleri de önemlidir. İzleyiciler, medya içeriklerinin estetik değerlerini de değerlendirmelidir.
  10. Medya içeriklerinin etik boyutu sorgulanmalıdır: Medya içerikleri, etik açıdan da değerlendirilmeli ve sorgulanmalıdır.
  11. Medya içeriklerinin toplumsal etkileri: Medya içerikleri, bireyler ve toplumlar üzerinde derin etkiler yaratabilir. Bu etkileri anlamak, medya okuryazarlığının önemli bir parçasıdır.
  12. Medya okuryazarlığı yaşam boyu süren bir öğrenme sürecidir: Medya okuryazarlığı, sürekli gelişen bir beceridir. Bireyler, medya teknolojileri ve içerikleriyle birlikte sürekli olarak bu becerilerini güncellemelidir.

4.4 Renee Hobbs: Medya Okuryazarlığı Hareketinde Yedi Büyük Tartışma

Renee Hobbs, medya okuryazarlığı eğitiminde üzerinde durulması gereken yedi büyük tartışmayı ele almıştır. Bu tartışmalar, medya okuryazarlığının nasıl yapılandırılacağı, hangi eğitim yöntemlerinin kullanılacağı ve medya eğitiminin toplumsal sorumluluğu gibi konuları içerir.

  1. Medyanın olumsuz etkilerinden korunma: Medya okuryazarlığı, bireyleri medyanın olumsuz etkilerinden koruma amacı taşır. Bu etkiler, özellikle dezenformasyon ve manipülasyon gibi tehlikeler içerir.
  2. Medya üretiminin önemi: Medya okuryazarlığı eğitimi, sadece medya tüketimine odaklanmamalıdır. Medya üretimi sürecine aktif katılım, bireylerin medya araçlarını daha iyi anlamalarına yardımcı olur.
  3. Popüler kültürün rolü: Medya okuryazarlığı eğitimi, popüler kültür içeriklerinin eleştirel analizini içermelidir. Popüler kültür, bireyler üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir ve bu etkiler analiz edilmelidir.
  4. Eleştirel medya okuryazarlığı: Medya içeriklerini eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmek, medya okuryazarlığının temelini oluşturur. Medya mesajlarının ideolojik ve politik yönleri sürekli olarak sorgulanmalıdır.
  5. Demokratik katılım ve medya: Medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin demokratik süreçlere aktif katılımını teşvik eder. Medya, demokratik süreçlerin nasıl işlediğini etkileyebilir.
  6. Medya eğitiminde politik amaçlar: Medya okuryazarlığı eğitimi, politik bir bakış açısı taşıyabilir. Bu eğitim, bireylerin politik bilinçlenmelerine katkıda bulunabilir.
  7. Medyanın toplumsal sorumluluğu: Medya okuryazarlığı eğitimi, medyanın toplumsal sorumluluk taşıyan bir güç olduğunu vurgular. Medya içeriklerinin toplumsal etkileri dikkate alınmalıdır.

6. Medya Okuryazarlığı Beceri Alanları

1. Bilişsel: Medya Mesajlarını Anlamak, Analiz Etmek ve Yorumlamak

Bilişsel beceri, bireylerin medya mesajlarını anlamak, analiz etmek ve yorumlamak için zihinsel süreçlerini kullanmalarını ifade eder. Bu süreçte, medya içeriklerinin ne söylediğini ve neyi ima ettiğini anlamak önemli hale gelir. Birey, medya mesajlarının altında yatan bilgileri çözümleyerek, eksik bırakılan ya da abartılan noktaları fark edebilir. 

Örnek: Bir haber izlediğinizde, sadece olayın yüzeysel anlatımına değil, haberin hangi bakış açısıyla sunulduğuna da dikkat edersiniz. Örneğin, bir doğal afet haberi verilirken, haberin sadece zarara uğrayan binaları gösterip insanları ya da kurtarma operasyonlarını göstermemesi, haberin izleyicide farklı bir algı yaratmasına neden olabilir. Bu durumda bilişsel becerileriniz devreye girer ve bu haberin eksik yönlerini fark edersiniz.

2. Duygusal: Medya İçeriklerinin Duygusal Etkilerini Anlamak

Duygusal beceriler, medya içeriklerinin duygusal manipülasyonlarını fark etmeyi ve bu etkilerle başa çıkmayı içerir. Medya, özellikle reklamlarda ve eğlence programlarında duygusal tepkileri tetikleyerek izleyiciyi etkilemeye çalışır. Bu beceri, bireylerin bu duygusal oyunları fark etmelerini ve medyanın nasıl duygusal yönlendirme yaptığını anlamalarını sağlar. 

Örnek: Bir reklamda, bir araba markası tanıtılırken, arka planda çalınan duygusal müzik ve görüntülerin sıcak bir aile ortamı yaratması, izleyicide arabaya dair pozitif bir duygu oluşturabilir. Oysa burada önemli olan sadece aracın teknik özellikleri iken, reklam izleyiciyi duygusal bağ kurmaya yönlendirir. Bu durumda, duygusal becerileriniz devreye girer ve reklamın bu duygusal manipülasyonu nasıl kullandığını fark edersiniz.

3. Estetik: Medya İçeriklerinin Sanatsal Yönlerini Değerlendirme

Estetik beceri, medya içeriklerinin görsel ve işitsel öğelerinin nasıl kullanıldığını anlamayı ve bu öğelerin sanatsal yönlerini değerlendirmeyi içerir. Bir medya mesajının estetik açıdan nasıl oluşturulduğunu, kullanılan renklerin, açının, sesin veya müziğin izleyici üzerindeki etkilerini anlamaya yardımcı olur. Bu beceri, medya içeriklerinin sadece mesajlarını değil, aynı zamanda sunum şekillerini de analiz etmeyi kapsar. 

Örnek: Bir müzik videosu izlediğinizde, kullanılan renk paleti, kamera açıları ve ışıklandırma gibi unsurların bir hikâye anlatmak için nasıl kullanıldığını analiz edebilirsiniz. Bir korku filminde karanlık renklerin ve düşük tonlu müziklerin izleyicide gerilim yaratmak için kullanıldığını fark edebilir ve bu estetik unsurların nasıl etkileyici bir atmosfer yarattığını anlayabilirsiniz.

4. Değer: Medya Mesajlarının Etik ve Ahlaki Değerlerini Sorgulama

Değer becerisi, medya içeriklerinin ahlaki ve etik yönlerini sorgulama yeteneğidir. Medya mesajlarının içeriği, toplumsal ve kültürel değerleri nasıl etkilediği veya yansıttığı konusunda bir farkındalık yaratır. Bu beceri, izleyicilerin medya mesajlarını eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirerek, bu mesajların toplumsal ve kültürel etkilerini anlamalarına yardımcı olur. 

Örnek: Bir televizyon dizisinde, kadın karakterlerin sürekli olarak belirli cinsiyet rollerine sokulması, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini pekiştirebilir. Medya okuryazarı birey, bu durumu fark eder ve dizinin verdiği ahlaki mesajları sorgular. Aynı şekilde, bir haber kanalının savaş olaylarını tamamen kahramanlık üzerinden anlatması ve savaşın insani boyutunu göz ardı etmesi de etik açıdan sorgulanabilir.

7. Medya Okuryazarlığı Modelleri

7.1 James W. Potter'ın Bilişsel Medya Okuryazarlığı Modeli

James W. Potter’ın bilişsel medya okuryazarlığı modeli, medya içeriklerinin bireylerin zihninde nasıl işlendiğine odaklanır. Potter, medya okuryazarlığının temelinde bilişsel süreçlerin olduğunu savunur. Yani, medya içeriklerini anlamak ve değerlendirmek, zihinsel yetilerimizle doğrudan ilişkilidir. Bu modelde, medya mesajlarının algılanması ve anlamlandırılması sürecinin, izleyici veya okuyucunun zihinsel işleyişine bağlı olduğu vurgulanır.

Potter’a göre, medya mesajlarını daha iyi anlamak ve değerlendirmek için bazı önemli faktörler devreye girer:

  1. Sorumluluk: Medya üreticilerinin mesajlarının doğruluğu ve etik kurallara uygunluğu konusunda bir sorumluluğa sahip oldukları varsayılır. İzleyiciler, medya üreticilerinin sunduğu mesajları sorgulamalı ve bu mesajların ne kadar sorumlu bir şekilde üretildiğini değerlendirmelidir.
  2. Etki: Medya mesajlarının bireyler üzerindeki bilişsel ve duygusal etkileri büyük önem taşır. Medya içerikleri sadece bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda bireylerin düşünce süreçlerini ve duygusal tepkilerini etkiler. Bireyler, medyanın kendileri üzerindeki etkilerini fark edebilmeli ve bu etkileri analiz edebilmelidir.
  3. Yorumlama: Medya mesajlarının izleyici veya okuyucu tarafından nasıl anlamlandırıldığı da önemli bir bileşendir. Potter, medya mesajlarının her birey tarafından farklı şekillerde yorumlanabileceğini savunur. Örneğin, bir haber izleyicisinin haberi yorumlama şekli, o kişinin geçmiş deneyimleri, kültürel yapısı ve düşünce tarzıyla şekillenir.
  4. Paylaşılan Anlamın Önemi: Medya mesajları, bireyler arasında paylaşılan anlamlar yaratır ve bu anlamlar toplumsal düzeyde kabul görür. Medya, toplumun ortak değerleri ve normları hakkında ortak bir anlam yaratma gücüne sahiptir.
  5. Güç: Medyanın toplumsal yapıyı ve bireylerin düşüncelerini şekillendirme gücü çok büyüktür. Medya, bireylerin ne düşüneceğini ve toplumda hangi konuların tartışılacağını belirleyebilir. Bu nedenle medya, toplumsal güç ilişkileri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
  6. Hedef: Medya içerikleri her zaman belirli bir amaca hizmet eder. Reklamlar, siyasi mesajlar ya da haberler, izleyiciyi etkilemek, yönlendirmek ya da belirli bir konuya dikkat çekmek amacı taşır.

Örnek: Bir televizyon reklamı izlerken, reklamın içeriğini analiz edebilir ve hangi duygusal ya da bilişsel etkiler yaratmaya çalıştığını fark edebilirsiniz. Örneğin, araba reklamları genellikle lüks ve statü ile ilişkilendirilir. Bu reklamlar izleyicide, arabaya sahip olmanın bir başarı ve statü göstergesi olduğuna dair bir anlam yaratır. Potter’ın modeline göre, izleyiciler bu mesajları fark ederek, medyanın bu tür manipülasyonlarını daha bilinçli bir şekilde değerlendirebilir.

7.2 Rick Shepherd'in Medya Okuryazarlığı Programı Modeli

Rick Shepherd’in medya okuryazarlığı programı modeli, medya eğitiminin sadece medya içeriklerini eleştirmekle sınırlı kalmaması gerektiğini savunur. Shepherd’a göre medya okuryazarlığı, medya tüketimi kadar medya üretimini de içerir. Yani bireyler sadece medya içeriklerini anlamak ve eleştirmekle kalmamalı, aynı zamanda kendi medya içeriklerini de üretmelidir. Bu modelde, medya okuryazarlığı, bireylere medya araçlarını kullanmayı öğretir ve onları aktif medya üreticileri haline getirmeyi amaçlar. Bu yaklaşım, medya okuryazarlığını daha geniş bir çerçevede ele alır ve bireylerin medya araçlarıyla daha etkileşimli hale gelmelerini sağlar.

Örnek: Bir sınıfta medya okuryazarlığı eğitimi verilirken, öğrencilere sadece haberlerin nasıl eleştirel olarak analiz edileceği öğretilmez; aynı zamanda bir haber üretme süreci de öğretilir. Öğrenciler, haber yazmayı, haber sunmayı ve hatta bir haber videosu çekmeyi öğrenirler. Bu sayede, medya üretimi sürecine de dahil olan bireyler, medyanın nasıl oluşturulduğunu anlar ve medya içeriklerini eleştirel bir gözle değerlendirebilirler.

7.3 Francis Davis'in "Medya Eğitim Programlarının Kuramsal Kökenleri" Modeli

Francis Davis’in modeli, medya okuryazarlığı eğitim programlarının sağlam bir kuramsal temele dayanması gerektiğini savunur. Bu modelde, medya eğitiminin bireylerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeyi amaçladığı vurgulanır. Medya eğitiminde, medya mesajlarının nasıl analiz edileceği, medyanın bireyler üzerindeki etkilerinin nasıl açıklanacağı ve medya içeriklerinin toplumsal yapıyı nasıl şekillendirdiği gibi konular ele alınır. Davis, medya okuryazarlığı eğitiminde kullanılan yöntemlerin güçlü kuramsal temeller üzerine inşa edilmesi gerektiğini ve bu temellerin medya okuryazarlığını daha etkili kıldığını savunur.

Örnek: Bir medya okuryazarlığı dersi sırasında, öğrencilere medya mesajlarını analiz etmek için kullanılan teorik çerçeveler öğretilir. Örneğin, öğrenciler “çerçeveleme teorisi” gibi kuramlar kullanarak, medyanın belirli olayları nasıl sunduğunu ve izleyici algısını nasıl şekillendirdiğini anlarlar. Davis’in modeline göre, bu tür kuramsal yaklaşımlar, bireylerin medya mesajlarını daha derinlemesine analiz etmelerine olanak tanır.

7.4. Masterman'a Göre Medya Okuryazarı Olmanın Önemi

Len Masterman, medya okuryazarlığının demokratik toplumlar için vazgeçilmez bir beceri olduğunu savunur. Medya mesajlarının eleştirel bir şekilde analiz edilmesi, bireylerin toplumsal ve politik bilinçlenmeleri açısından önemlidir. Masterman’a göre medya, bireyleri pasif bir tüketici konumuna sokma eğilimindedir; ancak medya okuryazarlığı bireylere medya karşısında daha aktif ve bilinçli olma gücü kazandırır. Masterman’ın yaklaşımı, bireylerin medya mesajlarını sorgulama ve bu mesajların ardındaki ideolojik veya politik amaçları anlama yeteneğini geliştirir.

  1. Manipülasyona Karşı Direnç: Medya mesajları, genellikle izleyiciyi belirli bir düşünceye veya davranışa yönlendirmek amacıyla manipülatif olabilir. Medya okuryazarlığı, bireylerin bu tür manipülatif mesajları fark etmelerini ve bu mesajlara karşı direnç göstermelerini sağlar.
  1. Demokratik Katılım: Medya okuryazarı bireyler, toplumsal olaylara daha bilinçli bir şekilde katılır ve demokratik süreçlerin işleyişine katkıda bulunur. Bireyler, medya aracılığıyla kendilerine sunulan bilgileri sorgulayıp eleştirdiklerinde, daha güçlü bir demokratik katılım sergilerler.
  1. Eleştirel Düşünce: Medya okuryazarlığı, bireylerin medya içeriklerini eleştirel bir gözle değerlendirmelerine ve bu içeriklerin toplumsal etkilerini sorgulamalarına olanak tanır. Bu beceri, bireylerin medya tarafından şekillendirilen toplumsal ve kültürel normları daha derinlemesine anlamalarını sağlar.

Örnek: Bir televizyon tartışma programında izleyicilere sunulan politik mesajlar, izleyiciyi belirli bir düşünceye yönlendirmeye çalışabilir. Masterman’ın medya okuryazarlığı anlayışına göre, bireyler bu tür programlardaki manipülatif dil kullanımını fark ederek, programın arkasındaki ideolojik amaçları anlayabilirler. Medya okuryazarı bireyler, bu tür mesajlara karşı daha bilinçli ve eleştirel bir duruş sergileyebilir.

Bu modellerin dışında ayrıca medya okuryazarlığını ilgilendiren diğer modelleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

7.5. Kullanımlar ve Doyumlar Modeli

Kuramcılar: Elihu Katz, Jay Blumler, Michael Gurevitch

Bu model, insanların medyayı hangi ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığını araştırır. Bireyler, medya içeriklerini çeşitli amaçlar doğrultusunda kullanır; bilgi almak, eğlenmek, kaçış sağlamak veya sosyal bağlarını güçlendirmek gibi. Bu modelde izleyiciler pasif değildir; tam tersine, medya içeriklerini bilinçli bir şekilde seçer ve kullanır.

Örnek: Bir kişi, günlük haberleri takip etmek için gazeteyi okurken, başka biri sosyal medya üzerinden eğlenceli videolar izleyerek vakit geçirir. Her iki kişi de farklı ihtiyaçlarını karşılamak için medyayı kullanır.

7.6. Gündem Koyma Modeli

Kuramcılar: Maxwell McCombs, Donald Shaw

Gündem koyma modeli, medyanın hangi konuların önemli olduğunu belirlediğini ve toplumsal bir gündem oluşturduğunu savunur. Medya, izleyicilere hangi konulara dikkat etmeleri gerektiğini işaret eder. Medya, olayları ve haberleri nasıl sunduğuna bağlı olarak, halkın neyi önemli gördüğünü şekillendirebilir.

Örnek: Eğer bir haber kanalı gün boyunca ekonomik krizleri sürekli olarak gündeme getiriyorsa, izleyiciler ekonomik meselelerin en önemli sorunlardan biri olduğunu düşünebilir. Bu şekilde medya, insanların önceliklerini ve endişelerini yönlendirebilir.

7.7. Suskunluk Sarmalı Modeli

Kuramcı: Elisabeth Noelle-Neumann

Suskunluk sarmalı modeli, insanların toplumun baskın görüşüne karşı çıkmaktan çekindiğini savunur. Eğer birey, kendi görüşünün toplumda yaygın olmadığını düşünüyorsa, bu görüşünü dile getirmekten kaçınabilir. Medya, hangi fikirlerin baskın olduğunu belirleyerek, bu sessizliği pekiştirebilir ve bireylerin kendi fikirlerini saklamalarına neden olabilir.

Örnek: Bir tartışma programında sadece bir siyasi görüşün desteklendiğini gören bir izleyici, farklı bir görüşe sahip olsa da bu görüşünü dile getirmekte tereddüt edebilir. Çünkü baskın görüşe karşı çıkmanın toplumsal tepkilere yol açacağını hisseder.

7.8. Bilgi Gediği Modeli

Kuramcılar: Philip J. Tichenor, George A. Donohue, Clarice N. Olien

Bilgi gediği modeli, toplumda eğitim ve sosyoekonomik düzeyler arasında bir bilgi farkı olduğunu ve medyanın bu farkı daha da derinleştirebileceğini savunur. Daha yüksek eğitimli ve gelir düzeyi yüksek bireyler, medya içeriklerinden daha fazla bilgi edinirken, düşük gelir ve eğitim seviyesindekiler bu bilgilere aynı şekilde erişemeyebilir.

Örnek: Ekonomik durumu iyi olan bireyler, internet erişimine sahip oldukları için dünya çapındaki gelişmeleri daha hızlı ve kapsamlı bir şekilde takip edebilirken, düşük gelirli bireyler bu bilgilere ulaşmada zorluk yaşayabilir. Bu da toplumda bilgi farkının artmasına yol açar.

7.9. Bağımlılık Modeli

Kuramcılar: Sandra Ball-Rokeach, Melvin DeFleur

Bağımlılık modeli, medyanın bireyler ve toplumlar üzerindeki bağımlılık etkisini ele alır. Bu modelde, bireylerin medya içeriklerine ve teknolojilerine bağımlı hale gelmesi, medyanın hayatın her alanında etkili olmasına yol açar. Medya, bireylerin bilgiye ulaşma, eğlence arayışı ve sosyal ilişkiler kurma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan bir kaynak haline gelir.

Örnek: Bir birey, her sabah sosyal medya hesaplarını kontrol etmeden güne başlayamaz hale gelirse, bu bireyin medya bağımlılığı geliştirdiği söylenebilir. Aynı şekilde, televizyon haberleri olmadan dünya olaylarını takip edemeyeceğini düşünen bir kişi de medya bağımlılığına örnek gösterilebilir.

7.10. Alımlama Analizleri

Kuramcı: Stuart Hall

Alımlama analizleri, medyanın bireyler üzerindeki etkisinin tek yönlü olmadığını, izleyicilerin medya içeriklerini kendi kişisel deneyimlerine ve sosyal koşullarına bağlı olarak farklı şekillerde yorumlayabileceğini savunur. Medya mesajlarının nasıl algılandığı, izleyicinin eğitim düzeyi, kültürel arka planı ve bireysel deneyimlerine göre değişebilir.

Örnek: Bir haber programında aynı haberi izleyen iki kişi, tamamen farklı sonuçlara varabilir. Örneğin, bir kişi sunulan ekonomik bir reformun olumlu olduğunu düşünürken, başka bir kişi aynı reformu kendi ekonomik durumu nedeniyle olumsuz bulabilir.

7.11. Gündelik Yaşamda Medya

Kuramcı: Roger Silverstone

Bu yaklaşım, medyanın bireylerin gündelik yaşamlarında nasıl bir yer tuttuğunu ve bu yaşam pratiklerini nasıl şekillendirdiğini inceler. Medya, bireylerin günlük rutinlerinin bir parçası haline gelmiştir ve insanların hem bilgiye ulaşma hem de sosyalleşme süreçlerine dahil olmuştur. Medya, bireylerin kendilerini ifade etmelerine, kimlik oluşturmalarına ve toplumla etkileşimde bulunmalarına yardımcı olur.

Örnek: Bir birey sabah haberlerini izlerken kahvaltısını yapar, iş yolculuğu sırasında podcast dinler ve akşam sosyal medyada arkadaşlarıyla etkileşime girer. Bu, medyanın bireyin gündelik yaşamındaki farklı alanlarda nasıl yer aldığını gösterir.

8. Medya Okuryazarlığının 10 Faydası

Medya okuryazarı olmanın 10 yararı, medya okuryazarlığı konusunda yapılan çalışmaların ve özellikle eleştirel medya okuryazarlığı teorilerinin temel taşlarından biridir. Bu 10 yararı sıralayan belirli bir kişiyle ilgili net bir kaynak verilemiyor olabilir, ancak bu maddeler medya okuryazarlığı çalışmalarının genel bir özeti niteliğindedir. Eleştirel medya okuryazarlığı üzerine çalışan kuramcılar, bu tür yararları sıklıkla vurgulamaktadır. Örneğin, Len Masterman ve Renee Hobbs gibi medya okuryazarlığı uzmanları, bu tür becerilerin bireyler ve toplumlar için ne kadar önemli olduğunu çeşitli çalışmalarda dile getirmiştir.

  1. Medya Mesajlarını Eleştirel Olarak Değerlendirme Yetisi Kazanmak: Medya okuryazarlığı, bireylerin medya içeriklerini sadece yüzeysel olarak değil, derinlemesine incelemelerine olanak tanır. Medya mesajlarının altında yatan ideolojiler, ticari veya politik çıkarlar fark edilir hale gelir. Bu sayede bireyler, haberlerin, reklamlarda kullanılan dilin ve televizyon programlarının ne gibi niyetlerle oluşturulduğunu eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirebilir. 
  2. Medya Manipülasyonlarına Karşı Direnç Geliştirmek: Medya okuryazarı bireyler, medya aracılığıyla kendilerine iletilen manipülatif mesajları fark etme ve bu mesajlara karşı direnç geliştirme yetisi kazanır. Medya, çoğu zaman duygulara hitap eden teknikler kullanarak bireyleri yönlendirmeye çalışır. Medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin bu manipülasyonları fark etmelerini sağlar.
  3. Toplumsal ve Politik Bilinçlenme Sağlamak: Medya okuryazarlığı, bireylere toplumdaki olaylar ve politik gelişmeler hakkında daha bilinçli olma fırsatı verir. Medya aracılığıyla yayılan bilgi ve haberlerin arka planındaki güç ilişkilerini ve politik çıkarları fark eden bireyler, toplumsal bilinçlenme süreçlerine daha aktif bir şekilde katılabilir.
  4. Medyanın İdeolojik Etkilerini Anlamak: Medya içerikleri, belirli bir ideolojik çerçeve içinde oluşturulur ve topluma sunulur. Medya okuryazarlığı, bireylerin bu ideolojik mesajları fark etmesine ve medya içeriklerinin belirli değerleri, normları veya düşünce tarzlarını nasıl güçlendirdiğini anlamalarına olanak tanır. 
  5. Medya İçeriklerini Bilinçli Bir Şekilde Tüketmek: Medya okuryazarlığı bireylere, medya içeriklerini seçerken daha dikkatli ve bilinçli tercihler yapma becerisi kazandırır. Bireyler, sadece izlemek veya okumak için medya tüketmek yerine, içeriklerin doğruluğunu, kaynaklarını ve niyetlerini değerlendirerek tüketirler. 
  6. Medya Üretimi Becerileri Kazanmak: Medya okuryazarlığı, bireylere medya içeriklerinin nasıl üretildiğini öğretir ve onları medya üreticisi olmaya teşvik eder. Bireyler sadece tüketici olmanın ötesine geçip, kendi medya içeriklerini üretirken etik, estetik ve teknik kriterleri göz önünde bulundurarak daha bilinçli bir yaklaşım sergileyebilir. 
  7. Estetik ve Sanatsal Medya İçeriklerini Değerlendirebilmek: Medya okuryazarlığı, bireylerin medya içeriklerini sadece bilgi açısından değil, aynı zamanda estetik ve sanatsal yönleri açısından da değerlendirme becerilerini geliştirir. Medya içeriklerinin görsel, işitsel ve yaratıcı unsurlarını anlamak, bireylerin medyaya daha derin bir perspektiften yaklaşmalarını sağlar. 
  8. Medya Mesajlarının Etik ve Ahlaki Yönlerini Sorgulamak: Medya içerikleri, bazen etik dışı mesajlar veya ahlaki açıdan sorgulanabilir temalar içerebilir. Medya okuryazarlığı, bireylerin medya mesajlarının ahlaki ve etik boyutlarını sorgulamalarını ve bu mesajların toplumsal değerler üzerindeki etkilerini değerlendirmelerini sağlar. 
  9. Medyanın Toplumsal Yapı Üzerindeki Etkilerini Anlamak: Medya, toplumsal yapıların inşasında ve sürdürülmesinde büyük bir rol oynar. Medya okuryazarlığı, bireylere medyanın toplumsal normları, değerleri ve kimlikleri nasıl şekillendirdiğini anlama becerisi kazandırır. 
  10. Demokratik Katılımı Güçlendirmek: Medya okuryazarlığı, bireylerin toplumsal ve politik konularda daha bilinçli hale gelerek demokratik süreçlere daha aktif katılmalarını sağlar. Bireyler, medyanın kendilerine sunduğu bilgileri eleştirel bir şekilde değerlendirir ve bu bilgi ışığında demokratik katılımlarını güçlendirirler. 

9. Kuram ve Yaklaşımlar

Medya okuryazarlığı alanında çeşitli kuram ve yaklaşımlar, medyanın bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini inceleyerek, medya okuryazarlığı eğitimine farklı perspektifler sunar.

9.1.Eleştirel Medya Okuryazarlığı (Eleştirel Yaklaşım)

Kuramcılar: Max Horkheimer, Theodor Adorno, Herbert Marcuse (Frankfurt Okulu)

Eleştirel medya okuryazarlığı, medya içeriklerinin bireyler üzerinde ne tür ideolojik ve politik etkiler yarattığını eleştirel bir gözle değerlendirmeyi amaçlar. Frankfurt Okulu'nun eleştirel teorisine dayanan bu yaklaşım, medyanın hegemonik güçler tarafından toplumu kontrol etmek ve bireyleri pasifleştirmek amacıyla kullanıldığını savunur. Medya mesajlarının ideolojik yapısını çözümleyerek, bireylerin medya karşısında bilinçli ve dirençli olmalarını hedefler. Bu yaklaşım, medya içeriklerinin nasıl manipülatif olabileceğini ve bireylerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeleri gerektiğini vurgular.

9.2.Kitle Toplumu Kuramı

Kuramcılar: Theodor Adorno, Max Horkheimer, Walter Lippmann

Kitle toplumu kuramı, medyanın toplumun büyük bir kesimini homojen bir yapıya dönüştürdüğünü savunur. Medya, toplumsal yapıların kontrol edilmesinde önemli bir araç haline gelir ve bireylerin düşüncelerini şekillendirir. Bu kuram, medyanın bireyleri "kitle" haline getirdiğini ve onları tek tip düşünceye yönlendirdiğini savunur. Özellikle kapitalist toplumlarda medya, ticari ve siyasi çıkarları savunmak için bireylerin tüketim alışkanlıklarını ve davranışlarını kontrol eder.

9.3.Aşılamacı Yaklaşım

Kuramcılar: William McGuire

Aşılamacı yaklaşım, bireylerin medya manipülasyonlarına karşı "bağışıklık" kazanmalarını savunur. Bu yaklaşım, bireylerin medya mesajlarına karşı dirençli olmalarını sağlamak için eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeyi hedefler. Medya içerikleri, izleyicilerin düşüncelerini ve duygularını yönlendirebilir; ancak medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin bu manipülatif teknikleri fark ederek daha dirençli olmalarını sağlar.

9.4.Ana Akım Medya Okuryazarlığı (Korumacı Yaklaşım)

Kuramcılar: Henry Jenkins, David Buckingham

Ana akım medya okuryazarlığı, özellikle çocuklar ve gençler gibi hassas kitleleri medyanın olumsuz etkilerinden korumayı amaçlar. Bu yaklaşıma göre, medya içerikleri zararlı olabilir ve bireylerin medya içeriklerinden korunmaları gerekir. Medya okuryazarlığı eğitimi, bireyleri bu tür zararlı içeriklere karşı bilinçlendirir ve medyanın olumsuz etkilerinden korur. Genellikle medya içeriklerinin sansürlenmesi veya denetimi de bu yaklaşımla ilişkilendirilir.

9.5.Kültürel Çalışmalar Kuramı

Kuramcılar: Stuart Hall, Raymond Williams, Richard Hoggart

Kültürel çalışmalar kuramı, medyanın toplumsal ve kültürel değerleri nasıl yeniden ürettiğini ve yaygınlaştırdığını inceler. Bu kurama göre medya, toplumdaki güç ilişkilerini yansıtarak belirli kültürel normları ve değerleri pekiştirir. Kültürel çalışmalar kuramı, medya içeriklerinin toplumsal yapıyı nasıl etkilediğini ve bireylerin bu içeriklere nasıl yanıt verdiğini analiz eder. Medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin medya içeriklerini kültürel ve toplumsal bir perspektiften değerlendirmelerini sağlar.

9.6.Etki Yaklaşımı

Kuramcılar: Albert Bandura, Harold Lasswell

Etki yaklaşımı, medyanın bireyler üzerindeki doğrudan etkilerini inceler. Bu yaklaşım, medya içeriklerinin bireylerin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını nasıl şekillendirdiğini analiz eder. Özellikle davranış bilimlerinde önemli bir yere sahip olan bu yaklaşım, medyanın bireyler üzerindeki kısa ve uzun vadeli etkilerini araştırır.

9.7.Güçlendirmeci Yaklaşım

Kuramcılar: David Gauntlett, Renee Hobbs

Güçlendirmeci yaklaşım, medya okuryazarlığının bireylere daha fazla güç kazandırması gerektiğini savunur. Bireyler, medya içeriklerini ne kadar eleştirel bir gözle değerlendirebilirse, medyanın etkisinden o kadar az etkilenirler. Bu yaklaşım, medya okuryazarlığı eğitiminin bireylerin medya mesajlarına karşı daha bilinçli ve dirençli hale gelmesini sağlaması gerektiğini vurgular.

9.8.Çözümlemeci Yaklaşım

Kuramcılar: Claude Lévi-Strauss, Roland Barthes

Çözümlemeci yaklaşım, medya içeriklerinin derinlemesine analiz edilmesini amaçlar. Bu yaklaşım, medya mesajlarının dil, imge ve sembollerle nasıl yapılandırıldığını ve bu yapıların bireyler üzerindeki etkilerini çözümlemeyi hedefler. Medya içerikleri, dilsel ve görsel kodlarla inşa edilir ve bu kodların eleştirel bir şekilde çözülmesi gerekir.

9.9.Medyaya Karşıt (Against Media) Tutum

Kuramcılar: Neil Postman

Bu yaklaşım, medyanın bireyler ve toplumlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, medyanın eleştirilmesi gerektiğini savunur. Medya, toplumda olumsuz etkiler yaratabilir ve bireyleri pasif hale getirebilir. Bu yaklaşım, medya içeriklerinin bireyler üzerindeki etkilerinisorgulamayı ve medyaya karşı eleştirel bir duruş sergilemeyi teşvik eder.

9.10.Medya Hakkında (About Media) Eğitim Vermeci Yaklaşım

Kuramcılar: Len Masterman

Medya hakkında eğitim vermeci yaklaşım, medya okuryazarlığının sadece medya tüketimiyle sınırlı kalmaması gerektiğini savunur. Medya okuryazarlığı eğitimi, bireylerin medya içeriklerinin nasıl üretildiğini, bu içeriklerin arka planını ve medya mesajlarının yapısını anlamalarını sağlamalıdır. Bu yaklaşım, medyanın üretim süreçlerini de ele alır ve bireylerin medya araçlarını daha iyi anlamalarını hedefler.

9.11.Medya ile Birlikte (With/Through Media) Yaklaşımı

Kuramcılar: Henry Jenkins

Bu yaklaşım, medya okuryazarlığının medyayı eleştirmekle sınırlı kalmaması, aynı zamanda medya üretim süreçlerine katılmayı teşvik etmesi gerektiğini savunur. Bireyler, medya içeriklerini eleştirel bir gözle değerlendirirken, aynı zamanda medya üretimi yaparak medya araçlarını kullanma becerilerini geliştirmelidir. Bu yaklaşım, medya üretiminin öğrenme sürecine dahil edilmesini destekler.

10. Dünyada Medya Okuryazarlığı

Dünya genelinde medya okuryazarlığı, ülkelerin eğitim sistemlerine entegre edilen önemli bir beceri haline gelmiştir. Amerika Birleşik Devletleri, medya okuryazarlığını müfredatının ayrılmaz bir parçası yaparak, öğrencilerin medya içeriklerini eleştirel bir şekilde analiz etmelerini sağlar. İngiltere ve Avustralya da benzer şekilde medya okuryazarlığını yaygınlaştırmış, dijital medya kullanımına odaklanarak özellikle gençlerin güvenli bir dijital ortamda bulunmalarını teşvik etmiştir. Kanada, medya üretimi ve tüketimi konusunda medya okuryazarlığı eğitimini erken benimseyen ülkelerden biridir ve bu alanda MediaSmarts gibi kurumlarla medya okuryazarlığını geliştirmiştir.

Fransa, medya okuryazarlığını eğitim müfredatına ekleyerek öğrencilerin sahte haberleri tanımasını ve medya içeriklerini eleştirel değerlendirmesini sağlamayı amaçlamıştır. Almanya ve İspanya, dijital medya ve sosyal medya kullanımı konusunda medya okuryazarlığına ağırlık vermiştir. Her iki ülkede de medya okuryazarlığı, etik medya kullanımı ve bilgi doğrulama becerileri üzerine odaklanmaktadır. İrlanda ve Yunanistan, medya okuryazarlığını son yıllarda toplumsal farkındalık projeleri ve eğitim programları aracılığıyla yaygınlaştıran ülkeler arasında yer almaktadır.

Latin Amerika ülkelerinde medya okuryazarlığı, özellikle toplumsal eşitsizlikler ve dezenformasyona karşı bir direnç geliştirme aracı olarak kullanılır. Brezilya, Arjantin ve Meksika, medya içeriklerinin ekonomik ve politik güçlerle bağlantılarını analiz etme becerisi kazandırmayı amaçlayan programlar uygulamaktadır. Rusya, medya okuryazarlığı eğitimlerini dezenformasyon ve sahte haberlerle mücadeleye odaklamış ve gençlere medya içeriklerini sorgulama becerisi kazandırmayı hedeflemiştir.

Son olarak, Finlandiya, medya okuryazarlığı eğitimini başarıyla uygulayan ülkelerden biridir ve çocuklara erken yaşlardan itibaren medya içeriklerini eleştirel analiz etme becerisi kazandırmaktadır. Finlandiya’da medya okuryazarlığı, sahte haberlere karşı bir bilinç geliştirmek ve bilgi doğrulama becerilerini güçlendirmek üzerine kurulu kapsamlı programlarla desteklenmiştir.

11. Türkiye’de Medya Okuryazarlığı

Türkiye'deki medya okuryazarlığı, eğitim ve toplumsal farkındalık açısından önemli gelişmelere sahne olmuştur. Bu bağlamda İletişim Şûrası, konferanslar ve eğitim programları medya okuryazarlığının kurumsallaşmasında büyük rol oynamıştır.

1. İletişim Şûrası (Ankara, 20-21 Şubat 2003)

İletişim Şûrası, Türkiye'de medya ve iletişimle ilgili önemli konuların ele alındığı bir platform olarak Ankara'da düzenlenmiştir. 2003 yılında gerçekleşen bu şûrada medya okuryazarlığı konusu da gündeme gelmiş, toplumda medya içeriklerine eleştirel bir bakış açısının kazandırılması gerektiği vurgulanmıştır. Şûra sonrası medya okuryazarlığı eğitimi ile ilgili politikalar hız kazanmıştır.

2. Şiddeti Önleme Platformu

Medya içeriklerinin özellikle gençler üzerindeki etkilerini azaltma amacı taşıyan Şiddeti Önleme Platformu, medyada şiddet içeriklerinin kontrol altına alınması ve şiddetin önlenmesi için farkındalık yaratmayı hedefler. Bu platformun, medya okuryazarlığı çalışmalarıyla doğrudan bir bağlantısı vardır. Medya okuryazarlığı eğitimi, gençlerin medyada karşılaştıkları şiddet içeriklerini eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmelerine katkı sunar.

3. I. Uluslararası Medya Okuryazarlığı Konferansı (İstanbul, 23–25 Mayıs 2005)

Türkiye, medya okuryazarlığı konusunda uluslararası platformlarda da adımlar atmıştır. 23-25 Mayıs 2005 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen I. Uluslararası Medya Okuryazarlığı Konferansı, medya okuryazarlığı alanında çalışan akademisyenleri ve uzmanları bir araya getirmiştir. Bu konferans, medya okuryazarlığının Türkiye’de eğitim sistemi ve toplum düzeyinde geliştirilmesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur.

4. İlköğretim Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu (Ankara, 2006)

2006 yılında MEB tarafından yayımlanan "İlköğretim Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu", medya okuryazarlığının ilköğretim düzeyinde zorunlu bir ders olarak kabul edilmesiyle önemli bir adım atılmıştır. Bu program, öğrencilere medya içeriklerini eleştirel olarak analiz etme ve medya manipülasyonlarına karşı direnç geliştirme becerisi kazandırmayı hedeflemektedir. Türkiye’de medya okuryazarlığı eğitimi

5. İlköğretim Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretmen El Kitabı (Ankara, 2007)

Medya okuryazarlığı eğitiminin yaygınlaşması amacıyla 2007 yılında öğretmenlere yönelik "İlköğretim Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretmen El Kitabı" yayımlanmıştır. Bu kitap, öğretmenlere medya okuryazarlığı derslerinde nasıl bir yöntem izlemeleri gerektiği konusunda rehberlik etmiş, dersin etkin bir şekilde işlenmesini sağlamıştır. Medya okuryazarlığının öğretim süreçlerinde nasıl ele alınacağı bu kılavuzla netleştirilmiştir.

6. Medya Okuryazarlığı Öğretim Materyeli (Ankara, 2014)

2014 yılında hazırlanan "Medya Okuryazarlığı Öğretim Materyeli", öğretmenler ve öğrenciler için daha pratik ve kullanılabilir içerikler sunmayı amaçlamıştır. Bu materyel, medya içeriklerinin nasıl çözümlenmesi gerektiğini, eleştirel düşünme becerilerinin nasıl kazandırılacağını adım adım anlatan uygulamalı bir kaynak olarak kullanıma sunulmuştur. Bu çalışma, medya okuryazarlığı eğitiminin daha pratik ve anlaşılır hale gelmesine büyük katkı sağlamıştır.

7. Televizyonlarda Kullanılan Akıllı İşaretler

Televizyon yayınlarında şiddet, cinsellik ve diğer zararlı içeriklere karşı izleyicileri bilgilendiren "Akıllı İşaretler" sistemi, Türkiye'de medya okuryazarlığının bir parçası olarak yaygınlaşmıştır. Akıllı işaretler, medya içeriklerinin hangi yaş grubuna uygun olduğunu belirterek izleyicilere rehberlik eder. Bu işaretler, izleyicilerin medya içeriklerini daha bilinçli tüketmelerini sağlar ve medya okuryazarlığı becerilerini geliştirmeye katkıda bulunur.

8. Medya Okuryazarlığı Haftası (6 Kasım)

Her yıl 6 Kasım’da kutlanan "Medya Okuryazarlığı Haftası", medya okuryazarlığının toplumda yaygınlaştırılması ve farkındalık yaratılması amacıyla düzenlenir. Bu hafta boyunca, medya içeriklerinin eleştirel bir şekilde değerlendirilmesi ve bireylerin medya manipülasyonlarına karşı bilinçlendirilmesi hedeflenir. Türkiye'de medya okuryazarlığının toplumsal düzeyde kabul görmesinde bu haftanın büyük bir etkisi olmuştur.

9. Medya Okuryazarlığı Derneği (Temmuz 2017)

Medya Okuryazarlığı Derneği, Temmuz 2017'de kurulmuş ve Türkiye'de medya okuryazarlığı alanında önemli çalışmalar yapmaya başlamıştır. Dernek, medya okuryazarlığını yaygınlaştırmak, medya içeriklerini eleştirel bir gözle değerlendirme becerisini topluma kazandırmak amacıyla faaliyet göstermektedir. Ayrıca eğitim kurumlarına ve bireylere yönelik çeşitli medya okuryazarlığı programları ve projeleri düzenlemektedir.